Ortodoks Hristiyan kiliselerinin hepsinde “ikona” adlı resimler mevcuttur, bu resimler kiliselerde mevcut olmakla kalmayıp aynı zamanda da o ikonalara hürmet edilir, öpülür ve hatta secde bile edilir. Çoğu insanın düşüncesine göre bu puta tapmaktan başka bir şey değildir, bu yazıda İncil ve Hristiyan ilahiyatına göre ikonalara neden secde edildiğini ve bunun neden puta tapmak gibi olmadığını açıklayacağım.
7. Ekümenik Konsil ve Ortodoksluk Pazarı
Hristiyan tarihinde ikonalar hakkında 726-787 ve sonrasında 814-842 yıllarında “İkona hizmetkarları” (İconodoule) ve “İkona parçalayıcı” (İkonoklast) arasında ihtilaflar geçmiştir. Bu ihtilafların ilk dalgası 2. İznik konsili (yani 7. Ekümenik konsilde) ikinciside de 843 yılında İstanbul’da yerel bir sinod kararıyla bitirilmiştir. 843 yılındaki İstanbul sinodunun ilk oturumun sonunda herkes Vlaherna Kilisesi’nden Ayasofya’ya bir zafer alayı düzenleyerek ikonları kiliseye geri getirdi. Bu olay 11 Mart 843’te (o yıl Büyük Perhiz’in ilk Pazar günüydü) gerçekleşti. Sinod, o günün yıldönümünde her yıl Büyük Perhiz’in ilk Pazar günü sürekli bir yortu kutlanmasına karar verdi ve bu güne “Ortodoksluk Pazarı” adını verdi, o günden beri her Büyük Perhiz’in ilk Pazarında İkona savunucuları kutlanır.

İkonoklast Argümanlar
Bazı protestanlara göre ikonalara hürmet etmek Allah’ın 2. Emrine karşı gelmektedir, Gayrı-mesihi imanlarda da “Sadece Allah’a hürmet edilir” gibi düşünceler de mevcuttur. Bu yazıda cevaplanacak olan “İkonoklast” argümanları Mısır’dan Çıkış 20:4-5 ayetiyle özetlenebilir “Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın; onlara eğilmeyeceksin; ve onlara ibadet etmeyeceksin” der ve bu ayetleri destekleyen diğer ayetler de kullanılabilir (Bkz. Yeşaya 40:18-20, 44:9-20). İkonoklast argümanlara göre Allah dışında herhangi bir cisme ibadet edemezsin, Allah’ı da temsil eden herhangi bir cisim de puttur.
İkona Nedir?
İkona, sadece oduna ya da herhangi başka bir cisim üzerine yapılmış bir kutsal sanattan ibaret değildir, aynı zamanda da “benzetme” veya “suret” anlamında da kullanılabilir, Şamlı Aziz Yuhanna’nın da dediği gibi “Bir ikona, bir arketipi tasvir eden, ancak ondan bazı farklılıkları olan bir benzerliktir; ikona her yönden arketipe benzemez.”1 yani ikonalar tasvir ettiği şeyin benzerliğidir. Aziz Pavlus ikona kelimesini İsa Mesih ve Allah arasındaki ilişkiyi anlatmak için kullanır: “O, kendi izzetinin nuru ve hipostazının2 öz sureti olarak ve onun kudret kelâmı ile bütün şeyleri taşıyarak, günahların tathirini yaptıktan sonra, yücelerde Azametin sağında oturdu.”3 İsa Mesih, ilahi doğasını Allah’dan doğarak almıştır ve Allah’ın sahip olduğu her nitelik Kelâm’da Allah’tan doğal bir şekilde sahip olduğu için Allah’ın doğal suretindedir. Bu nedenle biz İsa Mesih’e dua ettiğimizde ve ona tapındığımızda sadece İsa Mesih’e değil aynı zamanda da Peder Allah’a da tapınmış oluruz.
Burada ikonalar hakkında önemli bir prensip vardır: İkonaya gösterilen hurmet o ikonanın tasvir ettiği şeye de geçer, Türkiye’de bunun en basit örneklerinden birisi de Türk bayrağına gösterilen saygı, Türk bayrağı Türkiye’yi temsil ettiği için bayrağa gösterilen saygı (veya saygısızlık) Türkiye’ye gösterilmiş olur. Buna benzer bir şekilde de Kayseri piskoposu Aziz Vasilios “…İkonaya verilen itibar arketipe geçer”4 der, burada bahsedilen “arketip” de İkonanın tasvir ettiği şeydir.
Kiliselerde bulunan ikonalara aynı zamanda “yapay ikona” da denilebilir, Kelâm Allah ile aynı öze/doğaya sahip olduğu için Allah’ın Kelâm’ına yani İsa Mesih’e Allah’ın doğal ikonası denir, ancak tahtadan yapılan ve İsa Mesih’i veya azizleri tasvir eden ikonalara ikonanın tahtadan ve diğer malzemelerden yapılması nedeniyle “yapay ikona” denir. Yapay ikonalara hürmet edilebilir, ancak İsa Mesih’i tasvir etse bile o ikonalara tapınmak Ortodoks inancına karşıdır, bu konu hakkında Şamlı Aziz Yuhanna şunu der: “Biz ahşabın doğasına hürmet etmiyoruz, ama Çarmıhta çarmıha gerilmiş olan O’na saygı duyuyor ve hürmet ediyoruz… Çarmıh’ın iki kirişi bir araya getirildiğinde, Çarmıh’ta çarmıha gerilen Mesih’ten dolayı bu görüntüye hürmet ederim; ama kirişler birbirinden ayrılırsa, onları atar ve yakarım.”5
Yapay ikonalara bir başka örnek de insanların kendisi olabilir, insan Allah’ın suretinde yaratılmıştır (Bkz. Yaratılış 1:26), bu vesileyle Hristiyan ahlakı hakkında çok önemli bir detayı kaçırmamak gerek: İnsana yapılan iyilik veya kötülük Allah’a yapılmıştır, İncil’de bunun birçok net örneği vardır, Matta 25:31-46 bunlardan birisidir, Allah insanların diğerlerine yaptıklarına kendisine yapılmış gibi yargılayacaktır. Bu konuda Kayseri piskoposu Aziz Büyük Vasilios şunu der: “Şeytan, insanın Allah’ın suretine ve benzerliğine göre yaratıldığını görünce, Allah’a karşı savaşamayacağı için, kötülüğünü Allah’ın suretine kustu. Aynı şekilde öfkeli bir adam Kral’ın suretini taşlayabilir, çünkü Kral’ı taşlayamaz, onun benzerliğini taşıyan tahtaya vurur… Çünkü kanunsuzlar tapınakla alay eder, komşuyla alay eder, Yaratıcı’nın suretinde yaratılanla alay eder ve suret aracılığıyla “sitem” Yaratıcı’ya yükselir. Çünkü kraliyet imgesine saygısızlık eden kişi, kralın kendisine karşı günah işleyen kişiyle eşit düzeyde yargılandığı gibi, imgede yaratılmış olana saygısızlık eden kişi de açıkça günahtan suçludur.”6
Hürmet ve Tapınmak Arasındaki Fark
“Tapınmanın hürmeti ayrı, değerli bir şey nedeniyle üstün olanlara onurlandırmak için sunulan hürmet ayrıdır.”7 burada tapınmak sadece Allah’a mahsus olan bir şeydir, Allah’tan başka hiçbir şeye tapınılmaz, hürmet etmekse Allah’ın lütfuna sahip olan azizler ve kutsal şeylere verilen bir şeydir ki bunun da nedeni o hürmet edilen şey doğası gereği yaratılmış olsa da, Allah gücüyle o şeyi lütfuyla kutsal kılmış olmasından dolayı kutsal denir. Türkiye bayrağı üzerinden örneğimizi devam ettirirsek Türkiye bayrağına gösterilen hürmet, tapmak ile eşdeğer değildir.
Peki bu fark İncil’de var mı? Matta 4:10’da İsa Rab “Rab Allah’ına proskuniseis, ve yalnız ona latreuseis” der. Burada “proskuniseis” ve “latreuseis” kelimelerinin anlamları aşağıda belirtilmiştir:
Proskuniseis: Secde etmek, Hürmet etmek.
Latreuseis: Tapınmak, kulluk etmek.
Proskuniseis kelimesinin çok daha geniş bir anlamı var, bu kelime hem yaratılmış varlıklara hürmet etmek için de kullanılır (Bkz. Yeşu 7:6’da ahit sandığına gösterilen hürmet), Allah için de (Bkz. Havarilerin İşleri 10:25-26). Öte yandan Latreuseis kelimesi, liturjik bir hizmet etme bağlamında kullanılır ve çok net bir şekilde tapınmak anlamında kullanılır, ki bu sadece Allah’a yapılan bir şey.
Burada dikkat etmemiz gereken detay, İsa Mesih Allah’a hürmet etmemizi ama sadece Allah’a tapınmamız gerektiğini söylüyor, başka bir deyişle Allah’tan başka bir şeye hürmet edilebilir, ama Allah’tan başkasına tapınılamaz, bu yüzden İsa Mesih’in kendi sözlerinden hürmet etmek ile tapınmak arasındaki bir farkın olduğunu anlayabiliriz.
2. Emir
Allah’ın 2. Emri bize “Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın; onlara eğilmeyeceksin; ve onlara ibadet etmeyeceksin” sözlerini söyler, burada uyarılan şey öncelikle herhangi bir resim ya da tasvir etmek değil, o tasvire tapınmak ve Allah’ın görünmeyen özünü tasvir etmek konusunda uyarı yapılmıştır. Bunun en net kanıtı Mısır’dan Çıkış 25:18’de mevcuttur “Ve altından iki kerubi yapacaksın; onları dövmeci işi olarak kefaret örtüsünün iki ucunda yapacaksın.”, Kerubiler ve Heruviler ruhani hiyerarşisinin en üst melekleridir, onların bir üstü Allah’ın kendisidir, burada kerubilerin tasvirinin yapılması da 2. Emrin genel olarak herhangi bir tasvire karşı değil, belli tasvirlere ve o tasvirlere yapılan belli tutumlara karşı bir uyarıdır.
Kutsal Kitap’ta İkonalara Hürmet
Hürmet ve tapınma arasındaki farkı, tasvir ve tasvir edilen arasındaki bağlantı, ve 2. Emrin doğru yorumlanmasını yapmış olduk, peki Kutsal Kitap’a göre ikonalara hürmet etmemiz gerektiğini nereden ve nasıl anlayabiliriz?
Ahit sandığı: “Ve Yeşu esvabını yırttı, ve kendisi ve İsrail ihtiyarları RABBİN sandığı önünde akşama kadar yere kapandılar, ve başları üzerine toprak saçtılar.”8 burada ahit sandığına hürmet edilme var, ahit sandığı Allah’ın tezahürünü içinde barındığı için kutsaldır ki bu İsa Mesih’in bedeninin uluhiyetini taşıyacağına dair bir belirtidir (Bkz. Koloseliler 2:9). Ahit sandığına da bu yüzden “Allah’ın ayak basamağı” denir (Bkz. 1. Tarihler 28:2). Mezmur 99:5 bize “Allahımız RABBİ yükseltin; Ve ayaklarının basamağında secde kılın; O Kuddûstur.” der, yani ahit sandığına secde etmek ve ona hürmet etmek gerektiğini bize gösterir. Ahit sandığı da Allah’ın dünya üzerindeki varlığını temsil eden bir sembol ve bu vesileyle bir ikona olarak düşünebilir.
Kutsal İnsanlar: Eski ahitte kutsal olan insanlara (Örneğin peygamberler ve krallar) secde ederek hürmet edildiğini bir sürü farklı ayetten görebiliriz, bunun örneklerinden birisi de Nebuchadnezzar’ın Hz. Daniel’e secde etmesidir (Daniel 2:46), bu ve bunun gibi bir sürü farklı Kutsal Kitap ayetleri, Allah’ın kutsal insanlara secde edilmesi konusunda bir sıkıntı görmediğini gösterir.
Melekler: Meleklere de hürmet edilmesi gerektiğini Kutsal Kitap’tan öğreniriz (Bkz. Luka 24:4-5, Yaratılış 19:1, Daniel 8:17 vs.) ancak melekler hakkında önemli bir detayı göz önünde bulundurmak gerek: Melekler cisimsiz, ruhani varlıklardır yani melekleri gördüğümüz form onların asıl formları değildir. Şamlı Aziz Yuhanna “Nave oğlu Yeşu bir meleğin doğasını değil, onun suretini gördü (çünkü melek doğası bedensel gözlerle görülemez) ve yere kapanarak ona hürmet etti”9 der, burada meleğin görünümü o meleğin ikonasıdır, bu nedenle meleğin görünümüne ettiğimiz hürmet meleğin kendisine de geçerlidir.
Tapınaklar: İsa Mesih, Matta 23:21’de “Tapınak üzerine and eden, tapınak ve içinde yaşayan üzerine yemin etmiş olur.” demiştir, burada bahsedelin tapınaklar yani Allah’a ibadet edilen yerler, Hz. Musa’ya “dağda gösterilen örneklerine”10 benzeyen yerlerdir, yani göklerde olan Allah’ın krallığının dünyadaki yansıması tapınakların yani kiliselerin içindedir. Bu nedenle tapınaklar ve kiliseler bile bir nevi ikonadır (Matta 23:21’de İsa Mesih tapınağa and içen Allah’a and içmiştir der), ve onlara hürmet edilme emri Kutsal Kitap’ta bulunmaktadır (Bkz. Mezmur 5:7, Mezmur 138:2, 1. Krallar 8:44)
İsa Mesih’i Tasvir Edebilirmiyiz?
2. Emre geri dönmek gerekirse, burada Allah’ın görünmez özünü tasvir etmeyi kınadığını görürüz, peki bu Allah olan İsa Mesih için ne teşkil ediyor? İsa Mesih’i niye tasvir edebiliyoruz? Bu konu hakkında Şamlı Aziz Yuhanna’nın şunu der: “Cisimsiz ve şekilsiz olan Allah hiçbir zaman tasvir edilmedi, ama şimdi Allah bedende görüldüğüne ve insan türüyle ilişkilendirildiğine göre, Allah’tan gördüklerimi tasvir ediyorum. Ben maddeye hürmet etmiyorum, benim uğruma madde olan ve maddede yaşamayı kabul eden ve madde aracılığıyla kurtuluşumu sağlayan maddenin yaratıcısına hürmet ediyorum ve kurtuluşumun gerçekleştiği maddeye hürmet etmekten vazgeçmeyeceğim.”11
İsa Mesih insan olduğu için tasvir edilebilir, tasvir ettiğimizde de O’nun şahsını tasvir ederiz ve o tasvire hürmet duyarız ve İsa Mesih’in kendisine de tapınırız. 2. Emire baktığımızda Allah’ı tasvir etme reddi Allah cisimsiz ve şekilsiz olduğundandır, bu nedenle onu bir cisme ya da şekle büründüremeyiz, ama İsa Mesih, Kutsal Ruh’un yarattığı ve Meryem Ana’dan aldığı bedeninde tasvir edilebilir hale geldi. İsa Mesih’i tasvir etmeyi reddetmek, İsa Mesih’in insan olduğunu reddetmektir.
Sonuç olarak İncilde ikonaların tasvirinin kabul edildiğini ve bu ikonalara hürmet edildiğini açık bir şekilde görürüz. Yazımı “Kilise Tarihindeki İkonalar”, “Kilise Atalarının İkonalar Hakkında Söyledikleri”, ve “İkonalar Hakkındaki Kilise Gelenekleri” başlıkları altında birkaç ekstra bilgiyle bitirmek istiyorum.
Kilise Tarihinde İkonalar
Burada iki tane farklı örnek göstermek istiyorum: Papa Aziz Kallistos’un Yeraltı Mezarı ve Kiliseye dönüştürlümüş Dura Europos Sinagogu


Kilise Atalarının İkonalar Hakkında Yazıları
İskenderiye Başepiskoposu Aziz Büyük Athanasios, Ariusçulara Karşı 3. Söylem: “Bu nedenle ikonaya hürmet eden, onda temsil edilen imparatora da hürmet etmiş olur.”
Kayseri piskoposu Büyük Vasilios, Kutsal Ruh Üzerine: Kralın suretine de kral denir ama iki tane kral yoktur. Ne güç kırılır ne de yücelik bölünür. Tek bir hükümet ve otorite tarafından yönetildiğimiz için, saygımız da tektir, çok değildir. Böylece surete verilen onur aslına atıfta bulunur. Suretin yeryüzünde taklit yoluyla temsil ettiği şey, Oğul’un doğası gereği cennette olduğudur.
Kayseri piskoposu Büyük Vasilios, 360. Mektup: …Bu nedenle, kutsal havarilerden aktarılan, yasaklanmış olmayan ve tüm kiliselerimizde bulunan ikonaları da onurlandırıyor ve öpüyorum.
Lektör Theodoros, Kilise Tarihi, frag. 11, Konstantinopolis başpiskoposu Gennadius (458-471) hakkında: Onun hakkında hayret dolu başka şeyler de anlatacağım. Belli bir ressam, Efendimiz Mesih’in bir ikonasını resmederken, elinin buruştuğunu fark etti. İkonanın yapımını bir putperest emrettiği için, Kurtarıcı’nın adını süslerken saçlarını alnına bölmüş, böylece gözlerini kapatmamıştı – putperestlerin çocukları Zeus’u böyle tasvir eder – böylece bunu görenlerin Kurtarıcı’ya saygı gösterdiklerini düşünecekleri söyleniyordu. [Burada ressam İsa Mesih’i zeus gibi tasvir etmeye çalıştığı için cezalandırıldığını görüyoruz]
İstanbul Başpiskoposu Altın ağızlı Aziz Yuhanna, Aziz Meletios’ya Methiye: Bu nedenle, onun adıyla ne yaparsanız, imgesiyle de onu biçimlendirirsiniz. Çünkü birçokları bu kutsal imgeyi yüzüklere, içki bardaklarına, tabaklara, yatak odası duvarlarına ve her yere resmederler, böylece sadece onun kutsal konuşmasını duymakla kalmazlar, aynı zamanda her yerde onun bedeninin figürünü görürler ve böylece onun aramızdan ayrılışı için çifte teselli bulurlar.
“İkonalar Hakkındaki Kilise Gelenekleri”
Aziz Vasillios’un kilise gelenekleri hakkında dediği gibi: “Kilise’de muhafaza edilen, genel kabul görmüş ya da alenen emredilmiş inanç ve uygulamalardan bazılarına yazılı öğretiden türetilmiş olarak sahibiz; diğerlerini ise resullerin geleneği aracılığıyla bir gizem içinde bize teslim edilmiş olarak aldık; ve bunların her ikisi de gerçek dinle ilgili olarak aynı yetkiye sahiptir.”12 yani kilise geleneklerinin Ortodoks Kilisesinde yetkisi gayet büyüktür. Bununla ilgili iki tane ikonadan bahsetmek isterim:


Kurtarıcı’mız İsa Mesih havluyu ve bir mektubu Hananya’yla birlikte Edessa’ya geri gönderdi. Abgar şükranla kutsal nesneleri aldı ve iyileşmeye başladı. 70 Havarilerden biri olan öğrenci Thaddeus’un gelişine kadar şifa vermeye devam etti. Havari Müjde’yi duyurdu ve Abgar’ı ve Edessa’da yaşayan herkesi vaftiz etti.
- St. John of Damascus, First Treatise on the Divine İmages (Benim Çevirim) ↩︎
- “Hipostaz” kelimesinin Hristiyan ilahiyatında uzun bir tarihçesi vardır, özellikle 1. İstanbul Konsili (381) ve Kadıköy konsilinden (451) sonra “Şahıs” veya “Kişi” anlamını kazanmıştır, ancak onun öncesinde genellikle öz veya cevher anlamında kullanılıyordu. ↩︎
- İbraniler 1:3 ↩︎
- St. Basil the Great, On the Holy Spirit, Ch. 18 (Benim Çevirim) ↩︎
- St. John of Damascus, Third Treatise on the Divine İmages (Benim Çevirim) ↩︎
- St. Basil the Great, Commentary on Isaiah (Benim Çevirim) ↩︎
- St. John of Damascus, First Treatise on the Divine İmages (Benim Çevirim) ↩︎
- Yeşu 7:6 ↩︎
- St. John of Damascus, Second Treatise on the Divine İmages (Benim Çevirim) ↩︎
- Mısır’dan Çıkıs 25:40 (Bkz. İbranilere 8:5) ↩︎
- St. John of Damascus, First Treatise on the Divine İmages (Benim Çevirim) ↩︎
- St. Basil the Great, On the Holy Spirit, Ch. 27, par. 66 (Benim Çevirim)dan ↩︎