İncil’e Göre İsa Mesih Allah mıdır?

İsa Mesih kimdir? Hristiyanlar O’nun Allah olduğunu öğretse de, Üniteryenler ve Müslümanlar İsa Mesih’in Allah olduğunu reddetmekle kalmayıp İncil’in öğretisine göre İsa Mesih’in Allah olmadığını iddia ederler. Bu metin, bazı İncil ayetlerini baz alarak İsa Mesih’in incilde Allah olduğunu reddedenlere karşı Hristiyan inancının nasıl cevap verdiğini göstermek amacıyla yazılmıştır. Ayrıca Aziz Pavlus’a karşı bulunan bazı algılar nedeniyle Aziz Pavlus’un mektuplarını kullanmak yerine Aziz Pavlus’un kullandığı ana kaynak, yani Eski Ahit’ten belli Kutsal Kitap pasajları kullanarak İsa Mesih’in uluhiyetini ve Kutsal Kitap’a göre Allah’ın Teslis, diğer adıyla Kutsal Üçleme, yani Peder, Oğul ve Kutsal Ruh olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.

Birçok Üniteryenlerin ana argümanı Yasa’nın Tekrarı’nda söylenilen “Dinle, ey İsrail! Allah’ımız RAB tek RAB’dir.” (Yasa’nın Tekrarı 6:4; Markos 12:29) sözü baz alarak Kutsal Kitap’in Rab’bin tek olduğunu söylemesi nedeniyle Teslis’in Kutsal Kitap öğretisi olmadığını iddia eder. Bu argümanı da desteklemek için Üniteryenlerin kullandığı bazı Kutsal Kitap ayetleri aşağıda belirtilmiştir:

Yuhanna 14:28 Size: Giderim ve size gelirim, dediğimi işittiniz. Eğer beni sevseydiniz, Peder’e gittiğim için sevinirdiniz; çünkü Peder benden büyüktür. 

Yuhanna 5:29 (Diğer çevirilerde 5:30) Ben kendiliğimden bir şey yapmam; işittiğim gibi hükmederim, ve benim hükmüm doğrudur; zira ben kendi irademi değil, fakat beni gönderenin iradesini ararım. 

Markos 10:18  İsa da ona dedi: Niçin bana iyi diyorsun? birden başka kimse iyi değildir, o da Allahtır.  

Yuhanna 20:17  İsa ona dedi: Bana dokunma; çünkü ben daha Peder’in yanına çıkmadım; fakat kardeşlerime git, ve onlara söyle: Benim Peder’imin ve sizin Peder’inizin, benim Allah’ımın ve sizin Allahın’ızın yanına çıkıyorum. 

Yuhanna 17:3 Ebedî hayat da şu ki, seni, yalnız gerçek Allahı, ve gönderdiğin İsa Mesihi bilsinler. 

Markos 13:32 (Bkz. Matta 24:36) Fakat o gün yahut o saat hakkında, ne gökteki melekler, ne de Oğul, Peder’den başka kimse bir şey bilmez. 

İsa Mesih’in Beden Alıp İnsan Olması

Öncellikle İsa’nın insan olması, ve İsa’daki insan tabiatı ve ilahi tabiatinin arasındaki ilişki hakkında birkaç tane önemli detayların üzerinden geçilmesi yukarıdaki ayetleri ve benzeri ayetleri daha iyi anlamamızı sağlayabilir. İsa Allah ise, insani şeyler (yemek yemek, acıkmak, uyumak vs.) yapmasıyla ilgili nasıl çelişki olmaz?

Basitçe ifade etmek gerekirse, İsa Mesih tamamen insan ve tamamen Allah olmak üzere iki tabiata ya da öze sahiptir “Kelâm, insan olup aramızda yaşadı (Yuhanna 1:14)” ve O aynı zamanda iki tabiata uygun göre hareket eder, yani insani eylemler ve ilahi eylemler yapabilir. Mesih beden almış olsa da hala her yerde mevcutdu ve “Uluhiyetin bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor.” (Koloseliler 2:9). Yani Mesih’in uluhiyeti onun insan tabiatından farklı olsa da ayrı değildi ve aynı anda hem Allah ile özdeş olarak Allah hem bizimle özdeş olarak insandı. İskenderiye Başepiskoposu Aziz Kiril (376-444) bu gerçeği tanımlamak için beden-ruh benzetmesini kullanır: Beden fizikseldir, ruh ise maddesel değildir, ancak yine de ruh ve beden birleşip bir nevi “işbirliği” yaparak tek bir şahsiyet ortaya koymuş olurlar. Aynı şekilde, ebediyen Allah olan Mesih, uluhiyetinin hiçbir yönünü kaybetmeden İznik Konsilindeki İman İkrarında belirtildiği gibi “Kutsal Ruh tarafından bakire Meryem’den beden almış ve insan olmuştur”. Bu nedenle, “Mesih Peder Allah’a dua etti” gibi argümanlar Mesih’in uluhiyetliğini çürütmez, çünkü O insan olarak izlememiz için bir örnek olduğundan Peder’e dua etmiştir, aynı zamanda İsa Mesih, bazılarının dediğine göre, kendisine dua etmemektedir, zira Peder ve Oğul arasında fark vardır, aynı kişi değillerdir.

“Allah’ımız RAB Tek RAB’dir”

Kutsal Kitap Allah’ın tek olduğunu öğretiyorsa Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’tan nasıl tek Allah olarak bahsedebiliriz? İlk olarak, “Allah” teriminin ne anlama geldiğine bakmamız ve ikinci olarak, Eski Ahit’in Allah’ı Üçlü Birlik olarak nasıl anladığını ve ondan nasıl bahsettiğini gözlemlememiz gerekir.

Kutsal Kitap’ta Allah için “Elohim” terimi kullanılsa da aynı zamanda pek çok farklı şeyleri de ifade eder; örneğin bu terim, Allah’ın Kendisi, melekler, insanlar ve cinler için kullanılır. Kutsal Kitap, Allah’ın kendisini diğer varlıklardan ayıracak bir şekilde belirtmek için İlahi isimleri kullanır, en önemlisi de “Yahve” dir. Bunu en açık olabilecek bir şekilde kendisi Musa Peygamber’e açıklamıştır “Allah, “BEN BEN’İM” (Yahve) dedi, “İsrailliler’e de ki, ‘Beni size BEN BEN’İM (Yahve) diyen gönderdi.’” (Mısır’dan Çıkış 3:14) “Rab”, “Her Şeye Egemen Rab” gibi başka İlahi isimler de vardır ve hatta “Allah” terimi kendisi de İlahi ve sadece Allah’a özgü olan bir isimdir, başka hiçbir varlık buna sahip olamaz “Ben RAB’BİM (Yahve), adım budur. Onurumu bir başkasına, Övgülerimi putlara bırakmam.” (Yeşaya 42:8). Bu nedenle, Peder Allah’tan başka biri için İlahi bir isim kullanılıyorsa, bu, O’nun yanında Peder Allah kadar İlahi ve O’nun uluhiyetine sahip başka bir kutsal kişi olduğunu belirtir.

Yeni Ahit’te bunun çok güçlü örneklerini zaten görüyoruz, Mesih’in Kendisi şöyle diyor “İbrahim doğmadan önce BEN BEN’İM (Yahve)” (Yuhanna 8:58) burada Tetragrammaton, yani Yahve ismini kendisi için kullanıyor ve bu, O’nun İlahi olduğunun çok açık bir göstergesidir, bu nedenle Ferisiler anında onu taşlamaya başladılar, Allah’ın İlahi adını Kendisi için kullanarak Mesih İsa’nın ne yaptığını ve bunu ne amaçla söylediğini tam olarak biliyorlardı. 

Peki İsa’nın uluhiyetini Teslis bağlamında nasıl anlayabiliriz? Kutsal Kitap bize “Başlangıçta Kelâm vardı. Kelâm Allah’la birlikteydi ve Kelâm Allah’dı. Başlangıçta O, Allah’la birlikteydi. Her şey O’nun vasıtasıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.” (Yuhanna 1:1-3) der. Burada, Mesih’in Allah olması ve aynı zamanda Allah’tan farklı olarak nasıl söz ettiğimizi gösteren birkaç önemli noktaya değinmemiz gerek:

  1. İsa Mesih, Allah’ın Kelâm’ıdır:1 İsa Mesih, ebedi olan Allah Kelâm’ı ile tamamen aynıdır kişidir ve aralarında hiçbir fark yoktur. Mesih, Bakire Meryem’den ve Kutsal Ruh’tan insan tabiatını almıştır (Yuhanna 1:14)
  2. Allah’ın Kelâm’ı Allah’tır: Allah Kelâm’ı ezeli ve ebedi bir yaratıcı olduğundan (Aksi takdirde Allah olmayan ebedi bir yaratıcı olurdu), ilahidir
  3. Allah’ın Kelâm’ı Allah’la birliktedir: Mesih Peder Allah’la aynı ilahi tabiat ya da öze sahip olsa da, Peder Allah’tan farklı bir ilahi kişidir.
  4. Her şey Peder’den Oğul vasıtasıyla yapılmıştır: Allah’ın yarattığı her şey Oğul’la birlikte ve Oğul vasıtasıyla yaratılmıştır. Bu aynı zamanda Mesih’in kendi (ilahi) tabiatında yaratılmış olamayacağını da gösterir, çünkü her şey Oğul aracılığıyla yaratıldıysa, bu Oğul’un kendisini de kapsardı, yani Oğul kendi kendini yaratmış olurdu ki bu Aziz Yuhanna’nın yazdığıyla tamamen çelişkili olurdu.

Kilise Babaları “hypostasis” ve “ousia” ayrımını kullanarak Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’un üç ayrı kişi ya da “hypostasis” olmalarına rağmen aynı öze ya da “ousia”ya sahip olduklarını göstermişlerdir. Başka bir deyişle, Peder, Oğul ve Kutsal Ruh aynı uluhiyete sahiptir ve bu Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’un her şeyi bilme, her yerde bulunma ve her şeye gücü yetme ve diğer ilahi özelliklerinin (niteliklerin) ve sıfatlarının her bakımından aynı olmasına sebeptir. 

Peki Teslis’teki ilahi kişilerin uluhiyeti aynıysa, birbirlerinden farklı kılan şeyler ne? Oğul ebediyen Peder’den doğmuştur ve Kutsal Ruh ebediyen Peder’den çıkmıştır (Bkz. Yuhanna 15:26). Bir diğer deyişle Peder Allah uluhiyetin kaynağıdır bu nedenle Oğul ve Kutsal Ruh O’ndandır. Oğul’un doğmasıyla Kutsal Ruh’un çıkması arasındaki farkı bir başka yazıda detaylı bir şekilde bahsetmeyi düşünüyorum. Basit örneklerle anlatmak gerekirse kibrit benzetmesini kullanabiliriz: Peder alev, Oğul ışık ve Kutsal Ruh ısıdır, alevin kendisinden, ısısından ve ışığından alev olarak söz ederiz ve alevin ısısı ve ışığı kibritteki alevin kendisinden gelir. Alev her ne kadar ısısının ve ışığının kaynağı veya nedeni olsa da, kibritteki alev, ısı, ve ışık eş zamanlı bir şekilde varolurlar. Aynı şekilde Oğul ve Kutsal Ruh Peder’den olsa da Peder’le eşzamanlı bir şekilde vardırlar, yani Peder gibi O’nlar da ebedidir.

Eski Ahit’te Teslis İnancı

Üniteryen argümanındaki temel sorun, “Rab” ve “Allah” terimlerinin tek bir özneye veya kişiye atıfta bulunduğunu varsaymasıdır, Eski Ahit’te kutsal isimler kesinlikle bu şekilde kullanılmamaktadır ve bunun Kutsal Kitap’taki en büyük kanıtlarından biri Mısır’dan Çıkış 23:20-21’dir “İşte ben, yolda seni korumak için, ve hazırladığım yere seni getirmek üzre, önünden bir melek gönderiyorum. Onun karşısında sakının, ve onun sözünü dinleyin, ona karşı koymayın; çünkü suçunuzu bağışlamıyacaktır; çünkü benim ismim ondadır.” Daha önce Yeşaya 42:8’de Allah’ın adının Yahve olduğunu ve bu adı bir başka varlığa vermediğini görmüştük, ancak Mısır’dan Çıkış’ta Allah açık bir dille ismini bir başkasına, yani melek gibi görünen birine vermektedir. O halde Kutsal Kitap’a göre Allah’ın “meleğim” dediği şeyin aslında Peder Allah’ın Kelâm’ı olan İznik İman İkrarının bahsettiği “Gerçek Allah’tan Gerçek Allah” olan İsa Mesih olduğu açıktır.

Eski Ahit’teki “RAB’İN Meleği” kimdir denilen varlık kimdir sorusu üzerinden bakalım, ilk olarak Yaratılış 16:7-13’te Hacer’in Saray’dan kaçtığını gördüğünde ortaya çıkar, RAB’İN Meleği Hacer’e şöyle der “Senin zürriyetini çoğalttıkça çoğaltacağım, ve çokluğundan sayılmıyacaktır.” (Yaratılış 16:10), RAB’İN Meleği Allah gibi konuşarak Hacer’in soyunu çoğaltacağını söylemesi O’nun Allah olduğu fikrini uyandırabilir, ki bu Allah’ın Eski Ahit boyunca çeşitli insanlara düzenli olarak söylediği bir şeydir. Hacer’in kendisi “RAB’İN Meleği” için “Sen, ya Allah, beni görüyorsun” (Yaratılış 16:13) sözü söyler, yani daha Kutsal Kitap’ın başlarında Allah ile özdeş olup aynı zamanda da Allah’tan farklı bir İlahi kişi olduğu hakkında güçlü bir ipucu görürüz.

İsa Mesih aynı zamanda da “RAB’İN Meleği kimdir?” sorusunu Yuhanna 8:58’de şöyle cevaplar: “Babanız İbrahim benim günümü göreceği için mesrur oldu; gördü, ve sevindi.” yani İbrahim Peygamber’in Yaratılış 18’de gördüğü meleğin kendisi olduğunu söyler. Yaratılış 18’de İbrahim’i ziyaret eden üç melek görürüz ve İbrahim üç adamdan, yani melekten birini RAB’İ olarak tanır! (Yaratılış 18:3), daha sonrasında “Ve adamlar oradan dönüp Sodoma doğru gittiler; fakat İbrahim hâlâ RAB’İN önünde duruyordu. ” (Genesis 18:22) Bu da bize (yaratılmış varlıklar olan) iki meleğin ayrıldığını gösterir (Yaratılış 19:1’de kanıtlandığı gibi) ve İbrahim’le birlikte kalan “melek” RAB’in Kendisidir, daha açık bir ifadeyle, beden almadan önce İsa Mesih’tir, İbrahim Sodom’daki tek doğru adam olan Lut’u kurtarması için O’na dua etmektedir. Daha sonrasında Kutsal Kitap’ta “Ve RAB (Yahve) Sodom üzerine ve Gomorra üzerine göklerdeki RAB (Yahve) tarafından kükürt ve ateş yağdırdı;” (Genesis 19:24) yazılır, Yaratılış 18’in zaten ziyaretçilerden birini Peygamber İbrahim’le birlikte kalan Rab olarak kabul ettiğini hatırladığımızda, bu kişinin Sodom ve Gomora üzerine kükürt yağdıran Rab’dir yani İsa Mesih’tir. Yaratılış 19:24 sonrasında İsa Mesih ile birlikte kükürt yağdıran  “göklerdeki Rab” vardır, bu Peygamber İbrahim’le birlikte olan RAB’in ve gökten gelen RAB’in (yani Peder’in) aynı İlahi güce sahip olduğunu gösterir, ve bu da ikisinin aynı İlahi doğaya ve öze sahip olduklarını gösterir.

Bunun bir başka örneğini Yaratılış 48:15-16’da görebiliriz: “Ve Yusufu mubarek kılıp dedi: Babalarım İbrahim ve İshakın önünden yürüdükleri Allah, bugüne kadar bütün ömrümde beni güden Allah, beni her kötülükten kurtaran melek, çocukları mubarek kılsın” Mübarek kelimesi ibraniceden “barak” kelimesinden gelir ve tekil anlamlıdır, yani Allah’ın mübarek kılma ve kutsama gücü ile RAB’İN Meleğinin mübarek kılma ve kutsama gücü tamamıyla aynıdır ki bu bize açık bir şekilde RAB’İN Meleğinin herhangi bir yaratılmış bir melek olmadığını, aksine Allah olduğunu gösterir, Aziz Yuhanna’nın da İncil’de yazdığı gibi bu başlangıçta var olan Allah ile birlikte olan ve Allah olan Kelâm’dır.

Kutsal Kitap’ta RAB’İN Meleğinin “Gerçek Allah’tan Gerçek Allah” olduğunu gösteren daha bir sürü farklı örnekler vardır: Yakup’un RAB’İN Meleği ile güreşmesi ve O’ndan Allah olarak bahsetmesi ya da RAB’İN Meleği’nin Musa’ya yanan bir çalının içinde görünmesi ve Allah olarak konuşması ya da RAB’İN Meleği’nin O’nun isminın “vasfa gelinmez” olarak bahsetmesi vs.

Eski Ahit’ten Teslis hakkında başka örneklerden de kısaca bahsetmek isterim. Mesela Aziz Yuhanna her şeyin Oğul vasıtasıyla yaratıldığını söylemesi Mezmur 33:6’da bulunmaktadır: “Gökler RAB’İN Kelâm’ı ile, Ve onların bütün orduları ağzının nefesile yaratıldı.” Bu Mezmur aynı zamanda da Kutsal Ruh’un da Allah ve Kelâm’ı ile her şeyi yarattığını gösterir, çünkü İbranicede “nefes” kelimesi aynı zamanda da “ruh” anlamı taşır. Kutsal Ruh’un Allah olduğunu göstermek için Mezmur 104:30 de başka bir örnek olarak kullanılabilir: “Ruhunu gönderirsin, yaratılırlar; Ve yerin yüzünü tazelersin.” O halde Mezmurlar’a göre, Allah’ın Kelâm’ı ve Ruhu her şeyi Allah ile birlikte yaratır, yani kendileri yaratılmamıştır. Ayrıca Allah’ın her şeyi Kelâm’ı aracılığyla ve Ruh’u içinde yaratması (Romalılar 11:36), Teslis’te aynı güce sahip olmalarına rağmen, açıkça farklı kişiler olduklarını göstermektedir. Kutsal Ruh’un Elçilerin İşleri kitabındaki, özellikle de Mesih’in göğe yükselişinden sonra Havarilere indiği Pentikost’taki rolü de Yoel 2:28’de çok açık bir şekilde önceden bildirilmiştir: “Ve ondan sonra vaki olacak ki, bütün beşer üzerine Ruhumu dökeceğim; oğullarınız da, kızlarınız da peygamberlik edecekler, ihtiyarlarınız ruyalar görecekler, gençleriniz rüyetler görecekler;” ve buna benzer diğer örnekler, Yeni ve Eski Ahit’te Allah’ın Peder, Oğul ve Kutsal Ruh olduğunu açık bir şekilde belirtir.

Buradan Kutsal Kitap’a göre İsa Mesih’in ve Kutsal Ruh’un Allah’tan farklı ilahi kişiler olmalarına rağmen Allah’la aynı varlık olduklarını gösterir. Oğul ve Kutsal Ruh, Allah’la aynı uluhiyete sahip olduğu için aynı ilahi isimlere sahiplerdir, uluhiyet niteliğinin kutsal ismi de “Allah” olduğu için Teslis tek Allah olmaktan çıkmaz, ve bu nedenle Yasa’nın Tekrarı kitabında yazılan “Dinle, ey İsrail! Allah’ımız RAB tek RAB’dir.” ayeti Hristiyanlık’la çelişmez.

“Peder Benden Büyüktür”

Yuhanna 14:28 Size: Giderim ve size gelirim, dediğimi işittiniz. Eğer beni sevseydiniz, Peder’e gittiğim için sevinirdiniz; çünkü Peder benden büyüktür. 

Bu ayete verilebilecek standart bir yanıt Mesih’in insan doğası açısından Peder’in Mesih’ten daha büyük olduğu şeklinde olabilir. Bazı Kilise Babaları aslında bu yanıtı kullansa da, Nenizil ve sonrasında İstanbul Episkoposu olan Aziz İlahiyatçı Grigori bu ayetin Teslis hakkında daha derin bir noktaya hizmet etmeye yardımcı olabilecek ve gayet de ilginç olan bir okumaya sahiptir: “Açık çözüm şudur: Daha Büyük olan kökene atıfta bulunurken, Eşit olan Doğa’ya aittir”2 Bunun anlamı şudur: Aziz Grigori’ye göre, Mesih tabiatı açısından her bakımdan Peder’le özdeştir (Filipililer 2:6; Yuhanna 10:30) ama Peder başka bir anlamda Oğul’dan büyüktür çünkü Oğul’un kökeni (doğmuş olma biçiminde) Peder’dendir. Bu durumda daha büyük olmak, ilahi kişiler arasındaki bir ilişkidir tıpkı bir insan babanın çocuğundan bu anlamda daha büyük olması gibi, ama tabiat açısından her ikisi de tamamen insandır. Oğul da Peder’in özünden doğduğu için Peder ile aynı uluhiyete sahiptir! Bu nedenle, Yuhanna 14:28 Mesih’in Allah olmadığını kanıtlamaz, sadece Kelâm’ın ebediyen Allah’tan doğmuş olmasını gösterir.

Kendiliğimden Bir Şey Yapmam

Yuhanna 5:29 (Diğer çevirilerde 5:30) Ben kendiliğimden bir şey yapmam; işittiğim gibi hükmederim, ve benim hükmüm doğrudur; zira ben kendi irademi değil, fakat beni gönderenin iradesini ararım. 

Bu ayet her ne kadar Teslis’e karşı gibi gözükse de dikkatli okuyucular için aslında Teslis’in Kutsal Kitap öğretisi olduğunu doğrulayan bir ayettir. Yaratılış 19:24’te İsa Rab Sodom ve Gomora’yı Allah ile birlikte yargıladığını görürüz, bu mantıkla bu ayeti okuduğumuzda İsa Mesih kendisinin Allah’ın iradesini yaptığını, yani Allah ne yaparsa kendisi de aynısını yaptığını söyler. 

Yuhanna 5:35 (diğer çevirilerde 5:36)’de İsa çok açık bir şekilde Peder’in yaptığı her şeyi kendisinin de yaptığını, bunun O’nun Allah ile özdeş olduğunu şehadet ettiğini söyler: “Fakat bende olan şehadet Yahyanınkinden daha büyüktür; çünkü Peder’in bana başarmak için verdiği işler, şu yaptığım işler, beni Peder gönderdi diye hakkımda şehadet ediyorlar.” Bu Yuhanna 5:18 (diğer çevirilerde 5:19)’da daha da bellidir: “Bunun için İsa cevap verip onlara dedi: Doğrusu ve doğrusu size derim: Peder’in yapmakta olduğunu gördüğü şeyden başka Oğul kendiliğinden bir şey yapamaz; çünkü O ne şeyler yaparsa, Oğul da onları öylece yapar.” Eğer İsa sadece ve sadece Allah’ın yaptıklarını yapıyorsa, ve Allah’ın yaptıklarından başka bir şey yapmıyorsa bu İsa Mesih’in Kutsal Kitap’a göre Allah olduğunu gösterir.

NİÇİN Bana İyİ Dİyorsun?

Markos 10:18  İsa da ona dedi: Niçin bana iyi diyorsun? birden başka kimse iyi değildir, o da Allahtır. 

Bunu Mesih’in kendi uluhiyetini inkâr ettiği şeklinde okumak argümanı değerlendirmeden önce sonucunu varsaymaktan başka bir şey değildir. Mesih’in Kendisine iyi diyen kişiyi “bana iyi mi diyorsun?” diyerek sınaması daha da olasıdır. Burada Mesih bir nevi “Bana iyi diyerek bana Allah dediğin anlamına geldiğinin farkındasın, değil mi?” demiştir.

Markos’a göre İncil’i bütünüyle okuduğumuzda Markos’un İsa’nın Allah olduğunu ilk iki bölümünden anlayabiliriz. Markos 1, Öncü Aziz Yuhanna’nın “İşaya peygamberde: “İşte, senin yüzün önünde habercimi gönderiyorum, O, senin yolunu hazırlıyacaktır; Çölde çağıranın sesi: Rabbin yolunu hazırlayın, Onun yollarını düz edin,”yazılır ve bu Malaki 3:1 ve Yeşaya 40:3 ayetlerinden bir alıntıdır, bu ayetlerde bize anlatılan şey bir peygamberin Rabbin yolunu hazırlamaktan bahsetmektedir, bu peygamber Vaftizci Yuhanna’dır ve Vaftizci Yuhanna’da Rabbin yani İsa Mesih’in yolunu hazırlıyordur. Ayrıca Markos 2’de Mesih felçliyi iyileştirerek günahları bağışlama gücünü (sadece Allah’ın yapabileceği bir şey) kanıtlamaktadır, bu da Markos’a göre İncil’in en başından beri Mesih’i Allah olarak gösterdiğinin güçlü bir işaretidir.

BenİM ALLAH’IM VE SİZİN ALLAH’INIZ

Yuhanna 20:17 İsa ona dedi: Bana dokunma; çünkü ben daha Babanın yanına çıkmadım; fakat kardeşlerime git, ve onlara söyle: Benim Peder’imin ve sizin Peder’inizin, benim Allah’ımın ve sizin Allah’ınızın yanına çıkıyorum. 

Bu her ne kadar bazılarına “Allah’ın nasıl Allah’ı olabilir” dedirtebilen bir ayet olsa da, burada dikkat etmemiz gereken bir nokta var, öncelikle İsa “bizim Peder’imizi” demiyor, ancak “Benim Peder’im” ve “Sizin Peder’inizin” diyor, “Benim Peder’im” diyerek Allah’ın ilahi özüne göre İsa Allah’ın Oğul’u olduğunu, “Sizin Peder’inizin” diyerek de insanların lütufen Allah’ın oğulları olduğunu söylüyor ya da başka bir deyişle, İsa Allah’ın özoğludur, çünkü Allah ile aynı öze sahiptir, İsa’ya inananlar ise Allah’ın üvey oğullarıdır çünkü aynı öze sahip olmayıp Allah’ın lütfuna göre Allah’ın oğullarıdırlar.

Peki “Allah’ın Allah’ı” olabilir mi? Hristiyan inancının yapı taşlarından biri olan İznik İman İkrarında “Nur’dan Nur, Gerçek Allah’tan Gerçek Allah’a” sözleri söylenir, yani Peder Allah’tan Oğul Allah doğmuştur, ve “aynı özde” oldukları için uluhiyetleri hiçbir fark olmaksızın aynıdır ve tektir, ve bu uluhiyetin kutsal ismi “Allah” olduğu için Oğul “Benim Allah’ım” derken farklı bir ilahi kişi, yani özoğlu olduğu Peder’den bahsediyor. Bu bağlamda “Allah’ın Allah’ı” denildiğinde Peder’in uluhiyeti ile Oğul’un uluhiyeti arasında fark yoktur. Tekrarlamak isterim ki “Benim Peder’im” ve “Benim Allah’ım” Oğul’un Allah ile özdeş olduğunu, “Sizin Peder’iniz” ve “Sizin Allah’ınız” yaratılmış olan insanların Yaratan ile olan ilişkilerini vurgular. Oğul’un “Bizim Peder’imiz” ve “Bizim Allah’ımız” dememesi burada önemli bir detaydır, insan olduğu için “Bizim Peder’imiz” ve “Bizim Allah’ımız” demesi yanlış olmazdı, zira Kutsal Kitap’ta  “Göklerdeki Peder’imiz” duasını İsa Mesih vermiştir, ancak Yuhanna 20:17’de de aynı zamanda “Peder” ve “Allah” kelimelerini insanla kendisi arasında nasıl farklı kullanabileceğini bize gösteriyor. Bu nedenle Yuhanna 20:17 İsa Mesih’in Allah olmadığına dair bir kanıt olamaz.

Peder Yalnız Gerçek Allah’tır

Yuhanna 17:3 Ebedî hayat da şu ki, seni, yalnız gerçek Allah’ı, ve gönderdiğin İsa Mesih’i bilsinler. 

Burada İsa Rab, putperestlerin tanrılarının aksine Peder’in gerçek Allah olarak benzersiz bir şekilde ayrı tutulması gerektiğini işaret ediyor, ayrıca Yuhanna 14:28’de de belirtmiş olduğum gibi, Oğul ve Ruh’un kaynağı olduğu için Peder bu anlamda gerçek Allah olarak bahsedilebilir.

Ancak bu Oğul ve Kutsal Ruh’un da Allah olmadığı anlamına gelmez, özellikle Yuhanna 17’i bütünüyle baktığımız zaman bunu bariz bir şekilde görürüz, mesela 2 ayet sonrası, yani Yuhanna 17:5’de İsa “Ve, ey Peder, dünya olmadan önce senin nezdinde bende olan izzetle şimdi sen beni nezdinde taziz eyle.” duasını yapar, bu dua İsa’nın yaratılıştan önce varolduğunu, ve yaratılış öncesinde de dahil Allah’la aynı izzete sahip, ve Allah’tan sahip olduğu bu izzeti insan tabiatıyla izzetlenmesi için dua ediyor. Bu Mesih’in yaratılıştan önce var olduğu, başka bir deyişle yaratılmamış olduğu anlamına gelir, unutmayalım yaratılmamış tek öz Allah’tır ve bu nedenle Mesih’in aslında Allah olduğunu inkâr etmediğini, tam tersine Allah’la aynı izzete sahip olmasından Allah olduğunu görebiliriz. Dahası, Yuhanna 17’de Mesih’in yeryüzünde yüceltilmesinin elçilerin ve Hristiyanların Mesih aracılığıyla Allah’ın yüceliğine ortak olmaları amacına nasıl hizmet ettiği anlatılır, böylece Allah insan olduğu ve insanlığı Kendisiyle birleştirdiği için bizler de Allah’ın lütfuna ortak oluruz. Ayrıca İsa Rab, Yuhanna 5:22’de (diğer çevirilerde 5:23) “ta ki, hepsi Peder’e hürmet ettikleri gibi, Oğula hürmet etsinler. Oğula hürmet etmiyen, onu gönderen Peder’e hürmet etmez.” der. Bu Oğul’un sahip olduğu onurla Allah’ın sahip olduğu onuru özdeş kılar, ve Allah edilen hürmet aynı şekilde Oğul’a da hürmet edilmeli olduğunu gösterir.

Oğul’un Saati Bilmemesi

Mark 13:32 (Cf. Matthew 24:36) Fakat o gün yahut o saat hakkında, ne gökteki melekler, ne de Oğul, Peder’den başka kimse bir şey bilmez. 

Aziz İlahiyatçı Grigori’nin bu ayet hakkındaki yanıtını özetlemek gerekirse “Cehaleti en saygılı anlamda, Allah’a değil insanlığa atfederek anlamamız gerektiğini.”3 söyler. Ayrıca bu ifadenin amacı bize ikinci gelişin zamanını sormamamız ve bilmeye çalışmamamız gerektiğini söylemektir (Elçilerin İşleri 1:7’de görüldüğü gibi). İnsani şeyleri (cehalet gibi) taklit etmekle ilgili analojik ifadeler Eski Ahit’te emsali olan bir şeydir, örneğin Yaratılış 6:6-7’de Allah’ın insanları yarattığından “pişman olması” gibi, Allah aslında pişman değildir, daha ziyade günah içindeki insanlarla ilgili durumdan hoşnutsuz olduğunu anlamamızı sağlamak için bu ifadeyi Kendisi için kullanır. Aynı şekilde İsa da ikinci gelişini bilmiyormuş gibi yaparak bize bu tür şeyler hakkında spekülasyon yapmamamız gerektiğini gösterir. Ayrıca İsa Peder Allah’ı bildiğini, yani Peder Allah’ın bildiklerini bildiğini ve bizim sadece O’nun vasıtasıyla Peder Allah’ı bilebileceğimizi birçok yerde söylemiştir.4

Sonuç

Kutsal Kitap bütünüyle okunduğunda İsa Mesih, herhangi bir insan ya da yaratılmış bir varlık değildir, O ebediyen Allah’ın Kelâm’ı olarak son günlerde Bakire Meryem’den beden alıp insan olan ve insan bedenini ve insan ruhunu kutsayıp insanları günahın esaretinden kurtarmak için beden alan Allah’tır. Allah’ın Kelâm’ı yani İsa Mesih hem Eski hem de Yeni Ahit’te Allah’a özgü olan şeyleri yaparak İlahi olduğunu gösterir.

  1. Yunanca’da “Logos” olan “Kelâm” terimi “akıl”, “argüman”, “mantık” gibi pek çok anlama gelmektedir. Bu sözcüğün Hristiyan bağlamında anahtar anlamı “açılım “dır, Allah’ın doğal bir görüntüsü olan İsa Mesih’in (İbraniler 1:3) Allah’ın bir açılımı yani O’nun hem zaman içinde bize, hem de zaman içinde Allah’ın yansıması ve gücü olduğunu gösterir. ↩︎
  2. St. Gregory the Theologian, Oration 30 (Benim Çevirim) ↩︎
  3. İbid. ↩︎
  4. Bkz. Matta 11:27, Yuhanna 7:29;8:55;10:15;17:25 vs. ↩︎

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir